6 Ağustos 2013 Salı

Bir Hafta Sonu; Darıca Faruk Yalçın Hayvanat Bahçesi ve Botanik Parkı


İstanbul'a bir adım mesafede diyeceğim... Olmayacak zira İstanbul her geçen gün biraz daha büyümekte. Hatta hava durumu bile eşit olmuyor bir semtte seller akarken diğer semtte güneş kavuruyor. Eh Büyükçekmece'de İstanbul Küçükyalıda. Büyükçekmecede oturan Tekirdağ'a bir saatte varabilir fakat Küçükyalıya 2 saatte varırsanız o gün şanslı bir gününüzdür. Bizde Büyükçekmeceden Darıca'ya gittiğimiz için 4 saat sürdü 1 saati bizim ailenin geleneksel kaybolma faaliyetine ayırırsak 3 saat. Dönüşte fotoğrafları eklemek 2 sene. Botanik Parkına ait özellikle çektiğim bir fotoğraf yok. Makineyi almamıştım bunlar telefonda kalanlar. Hayvanat bahçeleri bana göre bir parça esaret ve hasret bahçeleridir. Vatanından koparılmış binlerce canlıyı barındırır. Evet doğayı, hayvanları tanımaya  yardımcılardır helede beto yığınlarının arasına sıkışıp kalan, karınca görse akrep görmüş gibi çığlık atan biz şehir insanları için. Fakat bir de düşünün ormanlar kralı aslanı kafese hapsetmişler. İstediği yiyeceği değilde ayarladıkları menüyü veriyorlar??? O kafesi onların başına yıkmıyorsa asaletinden diyeceğim  değil tabii ki hafif uykulu olduğundandır.



IMG_0103IMG_0106IMG_0104IMG_0107 IMG_0105

Ya da şu kedigiller familyasının en heybetlisi kimseye bir pençe atmadan kafeste beklemekten ne kadar memnun olabilir?


IMG_0110






Şu zarif Zürafa ailesi aile mahremiyetine saygı istemez mi?
IMG_0109

Peki binlerce daldan dala zıplamak varken insanların inşaa ettiği 4-5 çıtayla yetinen ve buna pek içerlemiş görünen maymun ve şempazeler???

IMG_0087 IMG_0101 IMG_0098

Flamingoların renkleri ve kuğuların boyunları şair yapar insanı biraz istidadı varsa...

IMG_0100

Daha fazla suda veya çamurda yaşama ihtimali olan timsahlar,

 IMG_0099 IMG_0090 IMG_0091 IMG_0096

Avusturalya'dan buraya gelin gelen kangurular, bilemem hangi memleketten gelen dağ keçileri, midilliler ve resmini çekemediğim birçok hayvancık... Taş yerinde ağırdır derler ne diye yakalanıp geldiniz buralara diyesim gelen bu güzel hayvanlarda mutlaka vatanlarında daha mutludur diye düşünmeden edemesemde bazı ilim ve bilim dalına lazım olduklarını biliyorum. Büyük bir şehre göre çokta küçük ölçekli bir yer kullanılmış aslında.  Ez cümle; Bana yaş haddinden sanırım hüzün verdi ama çocuklar için helede hayvanlara meraklılarsa gezmek zevkli olur.

9 Şubat 2013 Cumartesi

Sapanca

DSCN0001 DSCN0001 DSCN7495 DSCN7494 DSCN0001 DSCN0002 Kavurucu bir sıcak vardı gölün kıyısında olmamıza rağmen. Şu karanlık kış günlerinde ışıl ışıl güneşli fotoğraflara bakmak güzel Ama o gün aynı düşüncede değildik. Gücümü toplayıp çekebildiklerim...

21 Kasım 2012 Çarşamba

Günlük Fotoğraflar 1

Bazen gittiğim yerdede elimdeki makinayla bir noktaya oturup belli aralıklarla fotoğraf çekerim. Manzarayı sevmişsem 3-5 tane yetmez.


DSCN0001 Öğle saatleriydi... DSCN0001 DSCN7708 Daha sonra.. DSCN7712 Daha sonra... DSCN0001 DSCN0002 DSCN7716

Günlük Fotoğraflar 2

Günbatımından sonrası; DSCN0001 DSCN7732 DSCN7733 DSCN7726 DSCN7729 DSCN7734 Ve günün sonu en son makineyi gece ayarına almadan çektiklerimle bitirdim.

18 Kasım 2012 Pazar

Sonbahar Başlangıcı

Yavaş daha yavaş en yavaşa doğru gidiyorum. Olmuyor ekleyemiyorum fotoğrafları. Bunlar bir Yeşilköy gezintisinden kalanlar. DSCN0002 DSCN0001 DSCN7652 Arabadan indiğimizde tepsi gibi denizin üzerinde duran kıpkırmızı bir güneş vardı. O noktadan çeksem çıkacaktı. Ama ben yavaş yavaş daha iyi bir pozlama yapacak yere yürürken ( bana göre hızlı) bu manzara kalmıştı

11 Eylül 2012 Salı

Ayın ondördü ve Ay Tutulması

İlla ki özeldir ve çok güzeldir ayın ondördü. Bir de aynı gün ay tutulunca makine elimde kaldı. Neyse ki bir vakit sonra misafir geldi ve ben paparaziliği bıraktım. Belki çok güzel değil çekimim ama yine de ekledim fotoğrafları. Sanırım tutulmayı çemek için bir parça tecrübe ve daha yüksek bir mekan gerekiyor.
Önce mehtabın doğuşu;
















Sonra tutulması ;
























Ben çekmeyi bıraktığımda da çok güzeldi. Vakit fakirliğinden çekemedim ve bakamadım. Zaten bunları da belli aralıklarla çektim. Mehtabın vazifesi olduğu gibi benim de vardı. Mehtab kadar sadık kalamasam da.